10 Şubat 2010 Çarşamba

Rocha (Santa Teresa Milli Parki) - Uruguay


Yine muazzam bir gunbatiminda ciktik yola.Herhalde yeryuzunde bu enfes olayi en iyi yasayabilecek yerlerinden biri olsa gerek Uruguay.Oyleki "Gun dogumlari ve Gun batimlari" olarak ozel bir album yapabilecek kadar cok resmim var buraya ait.

Santa Teresa, baskent Montevideo'dan 310 kilometre kuzeyde bir alan.Rocha sehrine bagli olan bir milli park.Artik benim icin ise yeryuzunde varligini bildigim "Atlantik Okyanusu" kiyisindaki bir cennet.

Park'in etrafinda dogru durust hicbir yerlesim alani yok.Ama ozellikle yaz mevsiminde onbinlerce insan (bunlara Brezilya ve Arjantin'den gelmis insanlarda dahil) buraya akin ediyorlar.Park'in bir cok noktasinda yer alan girislerden gecerken ne kadar kalacaginizi soyluyor ve buna gore ucret oduyorsunuz (sureyi asarsaniz cikista, astiginiz gun kadar tekrar odeme yapiyorsunuz).Bu odeme karsiliginda aldiginiz belge ile, giris cikis yapabiliyorsunuz.Bu arada biz 2 kisi, 6 gun icin 300 Uruguay Peso'su odedik (14-15 Amerikan Dolari).Parkin icinde dus alabileceginiz, tatli su ihtiyacinizi karsilayabileceginiz banyolar ve cesmeler mevcut.Her kamp alani ayri ayri belirtilmis.Tabelalar ve isaretlerle yonlendirme mevcut.Zaten giriste size ufak bir park haritasi veriyorlar."Santa Teresa" dendiginde buradaki insanlar direk kamp anilarini anlatiyor.Zaten her yani ormanla cevrili bir yerde yapilabilecek en guzel sey bu olsa gerek.Bu sebeple biz kamp yapmayi tercih ettik ama eger isterseniz parkin bir cok noktasinda kiralayabileceginiz tek odali veya daha luks imkanlara sahip olabileceginiz apart tipi mekanlarda mevcut.

Park'a gece vardik, kamp alanimiza gitmek icin ufak bir minubus kullandik.Zaten gun icindede park'in icindeki yollardan gecen araclar mevcut.Boylece park'in icinde bir cok noktaya ulasimda saglanmis oluyor.Kamp alanina vardigimizda bizden once gelmis olan arkadaslarimizin sahiplendigi alana cadirimizi kurduk.Bu islemden sonra ates basinda  bir sohbet gerceklestirip, gecenin ilerleyen saatlerinde uykuya cekildik.Ertesi gun ise diger arkadaslarimizinda istekleri ile katildigi bir ihtiyac listesi hazirlayip, daha kuzeyde kalan Chuy'e dogru yola ciktik.Oraya gidebilmeniz icin 20 dakika kadar yurumeniz  ve Chuy otobuslerinin gectigi anayola varmaniz gerekiyor.Buda parkin bir bolumunu gorme firsati demek.Ben bu firsati tabiki degerlendirdim.

 

Tum herkesin buraya gelipte mutlaka bir kere gittigi bir yer Chuy.Brezilya sinirindaki bu bolgenin yarisi Brezilya'da, yarisi Uruguay'da olacak sekilde uzunca bir caddeyle ikiye ayrilmis.Dolayisiyla bir sinir bolgesi oldugu icin bir cok seyi oldukca ucuza alabiliyorsunuz.Zaten cogu insanin buraya gelirken yanlarinda pek fazla birsey getirmeyip, ilk gun Chuy'e giderek ihtiyaclarini giderdiklerini soylemek istiyorum.Chuy'de bir cok memleket insanida gorduk.Buraya yerlesmisler ve tabiki tekstil urunleri satiyorlar.Yine sahipleri Filistinli olan ve Brezilya yemekleri satan bir lokantada yemek yedik.Bu bolge'de caddenin kuzeyi Brezilya, Guneyi Uruguay topraklari.Yani caddenin karsisina gectiginizde, Brezilya topraklarina adim atmis oluyorsunuz.Bir iki kilometre kadar iceride girebiliyorsunuz.Tabi daha fazlasi icin Brezilya Askerinin yolunuzu kesip pasaport ve guvenlik sorulari sorma ihtimali yuksek.Dikkat ! eger caddenin karsisinda herhangi bir problem yasarsaniz, yada basiniz belaya girerse sizinle Brezilya makamlari alakadar oluyorlarmis.

Bu ilginc durumun her iki ulkenin cikarina oldugu asikar.Zira buraya gelen insanlar elleri kollari dolu bir sekilde geri donuyorlar.Sonra aslinda bu durumun legal olmadigini soylediler bana.Anladigim kadariyla Chuy, Brezilya ve Uruguay savas halindeyken iki ulkeninde vazgecmedigi bir toprak parcasi.Yillar sonra ise bir kenarinda Uruguay'lilarin, bir kenarinda Brezilya'lilarin yasadigi bir bolge haline gelmis.Tekrar otubuse binip donus yolculuguna gectiginizde, bir kac yuz metre otede otubus durduruluyor ve sinir gorevlileri otobuste soyle bir goz gezdiriyorlar.Iste burada eger torba torba alisveris yaptiysaniz goze batiyorsunuz.Biz bacak altinda kamufle ederek yiyeceklerimizi ve 10 dolara aldigim bir sise Baileys'imizi kurtardik.Yakin arkadasim Carlos'a; Peki gorselerdi, ne olurdu? diye sordugumda cevabi kisa ve net oldu. Chau ! (Elveda).

Cok az bir para karsiliginda sahip oldugumuz ganimetlerimizi (ki kamp suresi boyunca yiyecek ve icecegimizi ) kurtarmis olmanin rahatligiyla geri donus yolculuguna basladik.Bu arada Santa Teresa'dan Chuy'e gitmek 30 Uruguay Pesosu ( 1.5 dolar kadar) Geri dondugumuzde ise, giderken dikkat kesilmedigim kale ilisti gozume."Fortaleza de Santa Teresa" dedikleri bu kale 1700'lerin sonunda kurulmus, manzarasi essiz guzellikte bir yapi.Parkin kuzey girisindeki yer alan bu kaleyi gun dogumunu izlemek icin kullanma fikrini ortaya attim, ama bu fikre sadik kalmadim.Eminim cok ozel anlar kacirdim.

Chuy'den donup kisa bir dinlenmeden sonra kendimizi plaj'a attik.Buralarin kendine has bir cok ozelligi var.En onemlisi bir okyanus kiyisindasiniz.Iste o yuzden surekli sert bir ruzgar esiyor.Bu sert ruzgarlarin kaldirdigi kumlar, bazen metrelerce oteye savrularak yesil'e karisiyor.Iste buda dogru noktalardan baktiginizda, cennet gibi bir vaha'yi andiriyor.

 

Yine burada zaman zaman 3-4 metreyi bulan dalgalarda sorf yapan insanlar goruyorsunuz.Ozellikle cok fazla sorfluk kumsal'i olmayan Arjantin'den bir cok sorf'cu buraya gelerek neredeyse tum yazlarini geciriyorlarmis.Yine ozellikle mevsiminde geldiginizde yunuslari, balinalari, hatta zararsiz bir tur olduklarini soyledikleri bir cinside dahil olmak uzere kopekbaliklarinida gormek mumkun.Bunun icin plajlarin yuksek noktalarina gozlem kuleleri kurmuslar.Ben heyecanla "Bu ne !?" diye ayaklandigimda, bana "Tonina" dedikleri (sanirim yunus ailesinden olan) buyukce bir balik gordum.Genelde uremek icin kullandiklari bir alanmis "Santa Teresa" plajlari.Resmini cektigim bu buyuk baligin hemen yanibasinda olan sorfculerden korkmayip yuzmesi dikkatimi cekti.Yine plaj'in nispeten daha issiz yerlerinde, mevsimine gore deniz kaplumbagalari uremek icin bolgeyi tercih ediyorlarmis.

 



 
Plaj'da biraz vakit gecirdikten sonra, Carlos'la birlikte gozetleme kulelerinden birine gitmek icin yurumeye basladik.Belki sansimiz yaver gider ve birseyler gorebiliriz diye.Oraya giderken cok ilginc kayaliklar gordum.Doganin ince birer is'i olan bu kayaliklar dalgalarin, ruzgarin ve yagmurun etkisiyle asinip o kadar guzel sekil almislardaki resimlememek olmazdi.


 

Bu arada biz asil amacimiz olan gozlem kulesini unutmus, bu kayalarin ne kadar surede olustuguna dair bir konusmaya dalmis durumdaydik.Bir yandan da yuruyusumuze devam ediyorduk.Bir ara ben, yuruyusumuzun bir bolumu uzerinde gecen bu kayalarin, deniz tarafindan nasil gorundugunu gormek istedim.Tabi sert dalgalar, yosunlu kayalar, midyeler ve cesitli deniz canlilari ilerlemize izin vermedigi icin, bundan kisa surede vazgectim.

 
 

Sonucta gozlem kulesine ulastik.10 dakika kadar bekledikten sonra birsey goremedigimiz icin vazgectik.Evet kisa bir sure ama zaten ben bu park'in her yerini gorebilmek icin hep sabirsiz davrandim.Netice'de fazla el degmemis bu park, doganin harika bir nimetiydi benim icin.
Ilerleyen gunlerde aniden bastiran ( normal olmayan ) yagmur ve firtinadan sonra cok cesitli canlilari gorme firsatim oldu.Bunlardan biri yol kenarinda gordugum bir hayvandi.Solucana benziyordu, ama yilani andiran bir yapisi vardi.Agzi olan bu canlinin deriside oldukca sert'ti.Toprak altinda yasayan kor bir surungen cinside olabilir.
 
Diger etkileyici canli ise kocaman bir guveydi.Yagmurdan islanmis ve yer yer zarar gormus sapsari kanatlari yuzunden ucamiyordu.Deniyordu ama biraz havalandiktan sonra tekrar yere dusuyordu.Kim bilir belki zarar vermeyecegimi anlamis olmaliki, yarim yamalak ucarak bir metre ilerime kadar gelip durdu.Bende yanina dogru hareketlendim.Bu sapsari doga harikasi canli, elime tuneyip uzunca bir sure orada kaldi.Bende kanatlarini gunes'e cevirerek aklim sira, daha kisa surede kurumasi icin ona yardimci oldum.Bu arada oldukca buyuktu.Bir sure sonra ise biraktigim kuru agac govdesinden ucup gitti.

 

Sadece guzel plajlarin oldugu bir yer degil Santa Teresa.Bazilarini gorme sansina eristigim cok cesitli canlilarada ev sahipligi yapiyordu.Bunlardan bir digeri ilginc bir keci cinsiydi.Hani su korktuklarinda tas kesilip yere dusen komik hayvanlar.Yine bazi hayvanlari gorebileceginiz bir hayvanat bahceside mevcut park'in icinde.Tabiki ucretsiz.(Zaten yemek ve icmek disinda hic bir ekstra harcamaniz yok).Tabi ben parkin her noktasini gormek istedigim icin, burayada gitmek istedim.Esim,dostlarimiz Carla ve San Tiago bir diger gun bu plan dogrultusunda yola koyulduk.Bulundugumuz noktadan yarim saatlik bir yuruyusle oraya vardik.Tabi yine harika bir manzara'ya gozum takildi.Resimledim ve tadini cikardim.

Hayvanat bahcesinin hemen yanibasinda At'larin, Lama'larin oldugu alanlar vardi.Inanin tek kelimeyle mukemmel.Oldukca genis olan bu alanlarda At'lar ve Lama'lar yasam alanlari Uruguay'a ozgu Sahin'lerle ve parkin her yanindaki agaclara yuva yapmis yesil papaganlarla paylasiyorlardi.(Transfer edilisi sirasinda kirilan kafeslerinden kacip, Istanbul'un cesitli yerlerinde hala yasamakta olan yesil papaganlar.)Yine hayvanat bahcesinin sicak kanli cift'inide unutmayalim.




 
Parkin icindeki bir diger ziyaret edilmesi gereken yer botanik severleri cilgina cevirebilecek bir alan.Sadece bu cografyada gorebileceginiz cok cesitli bitkilerin oldugu bu bahce cok etkileyiciydi.Bunun icin ayri bir bolum yapma dusuncesinde oldugum icin, sadece bahcede resimledigim Nilufer ciceklerini ve bu bitkilere simgesel su verme islemini gerceklestiren "Su Veren Kadin" heykelini paylasiyorum.


Yine botanik gezimizi yaparken hemen yanibasinda olan "Kus Gozlem Alani" da gezdik.Burada kuslari rahatsiz etmeyecek bir sekilde dizayn edilmis, ozel bir oda'da gozlem yapabiliyorsunuz.Bu alanin, kus gozleme firsatinin yani sira ufak goletiyle harika bir manzaraya sahip oldugunu soylemek isterim.



Kisacasi "Santa Teresa" yeryuzunde gorebileceginiz en cennet koselerden biri.Kuzey yarim kure kis mevsimini yasarken buralara gelip, hem okyanus ve plajlarin tadini cikarabilir, hemde bu essiz guzellikleri gorebilirsiniz.Ustelik Google'da yaptigim kisa bir arastirmada Turkiye'dende buraya turlar oldugunu gordum.Dusunenlerin bir bakmasinda fayda var.Gezinin son gununu gecirdigimiz "Punta del Diablo" kasabasinda yasadiklarimizibir sonraki yazimda paylasacagim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder