27 Şubat 2010 Cumartesi

Salto - Arapey ( Uruguay)


Salto baskent Montevideo'dan yaklasik 500 kilometre uzaklikta, kuzeyde yer alan bir kent.Montevideo'dan alti saatlik bir otobus yolculugundan sonra Salto Terminaline vardik.Yine gezme firsatini buldugumuz bir kac sehirde gordugumuz tum ozellikler bu sehrede hakim.Yemyesil cevre, Latin Amerika'ya ozgu tek katli evler, az insan, az trafik, sakinlik ve sukunet.2008 yilindaki nufus sayimina gore 127 bin kisiyle en kalabalik 4. Uruguay sehri.Asil amacimiz Salto olmadigi icin, sehirdeki mini bir geziden sonra Salto-Arapey yolculugu icin eski tip otobusumuze atladik ve yola ciktik.Tabi yol boyunca her firsatta resim cektik.Zira dumduz Uruguay topraklari ve nadiren gordugumuz baglanti yollari gorulmeye degerdi.
Salto'dan 1-1,5 saatlik bir yolculuktan sonra ise hedefimizdeki mekan'a vardik.Termas del Arapey bolgeye adini vermis "Rio Arapey (Arapey Nehri)"nin hemen yani basinda bulunan enfes bir Termal Kaplica Tesisi.Ekim 2009'da (Guney Amerika'da ilkbahar yasaniyorken) kendimize verdigimiz bir balayi oduluydu bu kaplica tatili.Bir tatil tesisinde olmasi gereken hersey mevcuttu.Cesitli buyuklukte havuzlar.Dinlenme, park, kamp alanlari ve 40 dereceye yakin kaplica su'yu.Genel olarak butun havuzlar ve hizmet memnun edici.Ornegin havuzlardan biri tamamen kapali.Buda sert ruzgarlar sonucu sicacik havuzdan cikan beden'in tir tir titrememesi demek.Gunduz acik havuzlarda pek sorun olmasada aksama dogru ve gece nehir tarafindan esen sert ruzgar sicak sudan disariya ciktiginizda tokat gibi carpiyor bedeninize.Yinede gelinebilecek en dogru zaman ilkbaharin ilk ay'idir diye dusunuyorum.Zira havalar isindiktan sonra 40 derecedeki su feci halde bogabilir.
Kaplica'dan akan su'lar direk yada dolayli bir sekilde Arapey Nehri'ne dokuluyor.Arapey Nehri ise bol aluvyon tasidigi icin koyu kahve renginde debisi yuksek bir nehir.Nehrin icinde cok cesitli canlilar oldugu soylendi.Ama tabi rahat gormeniz icin gun boyu nehri gozetlemeniz yada nehrin daha ic kesimlerine yolculuk yapmaniz lazim.Zaten nehrin karsi tarafida zaman zaman seslerini duydugumuz, cesitli yaban hayvanlari barindiran bir ormanla kapli.50 peso (yaklasik 2,5 dolar) oderseniz belinize bagli bir duzenekle nehrin ustunden suzulerek karsi tarafa gecebilirsiniz.Gunun bir kac saati bu isi yapan profesyonel insanlar var.Yapmak istedik kalabaliga takildik.Sonraki gunler ise yapmamak icin hep bir bahane bulduk (korku)  :)
Tum zamanlarini burada geciren, burada yasayan insanlar var.Bunlar genellikle tesis calisani yada tesisin icindeki market yada restaurant sahipleri ve calisanlari.Bunun icin tesis'in girisinde mini bir yerlesim alani insa etmisler.Hatta bir okullari bile var.Cunku tesis oyle ucra bir yerdeki muhtemelen en yakin yerlesim alanina gidip gelmek sorun oldugundan buraya yerlesmisler.Aklima gelmisken (tesis oldukca buyuk) icinde araba, motorsiklet yada bisiklet kullaniyorsaniz 20 kilometreden fazla hiz yapamiyorsunuz.Hatta ilk uyaridan sonra ceza bile oduyorsunuz.Bana kalirsa ise her zamanki gibi yurumek en guzel sey.Bu arada belirtelim bu tesis'in sahibi Uruguay devleti (direk halk desek daha dogru olur).Yani her hangi ozel bir kurulus tarafindan yonetilmiyor.Tesisteki bir cok kolaylik, ihtiyaclarinizi  karsilamadaki yeterliligi, en onemlisi cevre duzenlenmesi,  islerini iyi yaptiklarinin gostergesi.
 

Her ne kadar bir termal bir kaplicada olsakta biz tatilimizi genellikle havuz basinda gecirmedik.Tesis'in bir cok noktasini gezdikce verdigimiz kararin ne kadar dogru oldugunu gorduk.Kamp yaptigimiz alandan 350-400 metre kadar uzaklikta (muhtemelen) 5 yildizli bir otel ve hemen yanibasinda villa tipi evlerde mevcuttu.Bu mekanlara ve hemen yanindaki at ciftligine dogru giderken, gozum once yollardaki taslara ve kafami cevirdigimde ise harika bir manzaraya takildi.Bu manzara esliginde yaklasik 3 saat boyunca cesit cesit, renk renk taslar topladik.
  
Ertesi gun'un sabahi mini bir havuz keyfinden sonra, geri kalan tum gunumu tesis icindeki ve cevresindeki agaclari ve bitkileri resimlemekle gecirdim.Daha onceki yazilarimdan da anlayacaginiz uzere tam bir doga hayraniyim.Bu arada donus yolunda Salto Terminalinde gordugumuz (Rotasi once Brezilya sonra daha kuzeydeki ulkeler olan, yaninda tasidigi telleri bukerek bir nevi metalden heykeller yapan, sirtinda tasidigi gitarla size muzik icra eden yada gunu birlik isler yaparak kazandigi para ile karnini doyuran ve yolculuguna devam eden) Uruguay'li bir gezginin uzattigim sigara karsiliginda , dogum tarihimi ogrenip bir takim islemlerden gecirdikten sonra aslen terazi olan burcumun "Maya Takvimi"ne gore "Maymun"a  (!) denk geldigini bana soyledigini bilmenizi isterim..



Butun bu yesilligin ustune adeta serpilmis gibi bir halde duran rengarenk ciceklerde mevcuttu bu enfes yer'de.Bir cogu Uruguay'a ozgu cicekler.Ustelik bunlari dogal ortamlarinda gormek insana daha bir keyif veriyor.

Etrafimda olup biten, haraket eden hersey ilgimi cekmeye baslamisti.Bu nedenle havuz sefasini sabah ve aksam olarak ikiye ayirip, gunun nispeten daha sicak sayilabilecek oglen saatlerinde gorduklerimi anlamak, yasamak ve resimlemekle geciriyordum.Ornegin parki adeta bir "Kus Cenneti" haline getiren cesit cesit kus'lar.Gun boyu cikardiklari her cesit sesle sizinle bu harika mekani paylasiyorlar.

Kamp cadirimizi kurdugumuz agacin ustunde bir yuva ve yuvanin icinde de zaman zaman seslerini duydugumuz bir kac yavru vardi.Her ne kadar assagidan baktiginizda dallarin arasindan sadace yuvanin bir kisminida gorseniz, yavrularin varligini anne yada babalarinin  agizlarinda besin ile geldikleri zaman cikarttiklari sesten anlamak mumkun. Daha yabanil ve buraya ozgu kuslarin ise nehrin daha issiz olan karsi tarafinda yuvalandigini belirtelim.Yinede ufacik alanda bile onlarca cesit kus'un ayni bolge icinde barinmasi oldukca zengin  ve guzel bir durum.



 
Yine resim cekerken uzun uzun bakistigimiz dibine kadar geldigim halde beni merakla suzmeye devam eden Saksagan'a benzeyen canliyida soyleyelim.Ama hic unutmayacagim iki olay varki bunlardan biri yuvalarina yaklastigimda bana korkusuzca saldiran ve turlu oyunlar oynayan bir cift'ti.Yuvadan hareketlendigi ve daha agresif oldugu icin disisi oldugunu dusundugum ilki ,tepemde kisa kisa  ucup tum hiziyla,her seferinde daha bir yaklasacak sekilde korkusuzca bana saldirirken erkegide bir kac metre otemde degisik sesler cikararak dikkatimi cekmeye calisiyor, ben baktigimda ise cimenlere gomulecek sekilde kendini kamufle ediyordu.Hayranlik ve akabinde saygi duyarak onlari daha fazla rahatsiz etmedim ve oradan hemen uzaklastim.
Tesis'te unutamadigim diger tecrube ise aci veren bir durum oldu.Belki bazilariniz biliyordur Ates Karincalari'ni (Kirmizi Karinca).Tesis'in ozellikle nehir'e uzak kesimlerinde yuvalanmislar.Bir isirikla kurtulursaniz keskin bir aci, hafif kasinti ile yirtabilirsiniz.Ama ayni anda bir kac isirik alirsaniz heleki bu gibi durumlara alerjiniz varsa cekeceginiz aciyi tahmin bile edemezsiniz.Havuz keyiflerinden birinde kurulama havluma nasil olduysa salca olan bir kaci sirtimda buyukce kizariklar ve acilar biraktilar.Tabi bu olaydan sonraki gunler ates karincalari ile ilgilenmeye basladim.Biraz yeni aci korkusundan birazda meraktan.Bu aci verici durumla onlarla bire bir tanisma firsati bulmus olsakta aramizda Sivrisinek turunde oldugu gibi karsilikli kanli bir  dusmanlik olmadi.Zaten caliskanliklari ile meshur bu hayvanlarin neler yapabildigini gormenin keyfi (cocukluktan kalma uzun uzun hayvanlari izleme huyu) dusmanliktan cok saskinlik ve hayranlik duymanizi sagliyor.(Ortadaki resim 14 saat arayla cekilmistir.Ilk resim gun batarken ikinci resim sabahin ilk saatleri)
 
Yine Esek Arilari, Kelebekler ve yukarida resmini gordugunuz orumcekler olmak uzere cok cesitli canlilarada ev sahipligi yapiyor Termas del Arapey.Doga tutkunu, Dogaya karsi saygili ve dikkatli davranan insanlardansaniz bunlarin hicbiri tatilinizi engelleyecek yada keyfinizi bozacak bir durum teskil etmez.Tabi eger benim gibi bastan bilgilendirilmediyseniz burada yasayacaginiz bir tecrube ilk anda sizi dehsete dusurebilir.Dogal yasam alanlari tesis'in icinide kapsayan bu canlinin yerel adi  "Lagarto".Bu hayvan tesis'in bir cok noktasinda karsimiza cikti.Hatta havuzlardan birinin hemen yani basindaki bir oyukta birinin guneslendigini  bizzat kendim gordum.Tabiki insanlara yaklasmiyorlar.Ama insanlardan korkmuyorlarda.Yilin belirli bolumlerinde nehrin karsi tarafina geciyorlar, kalan kismini ise Tesis'in icinde ve cevresindeki alanlarda geciriyorlar.Boylari 1,5 metreye kadar uzayabiliyormus.Ama benim gorduklerim 1 metre civarindaydi.

 

 
Her ne kadar nehrin karsi tarafinda nasil bir hayat oldugunu ogrenemedigim icin bir kismini eksik yasadigimi dusunsemde Arapey - Salto benim icin yine essiz bir deneyim oldu.En onemlisi dinlenmemiz ve kendimizi yenilememiz icin muthis bir firsat oldu.Bu arada 2 kisi - 7 gun kamp alani icin (su ve elektirik dahil) 500 Uruguay Peso'su (26 Amerikan Dolari) odedik.Geri donmeden onceki son gun cektigim bir resimle yaziyi noktalandiriyorum.


10 Şubat 2010 Çarşamba

Rocha (Santa Teresa Milli Parki) - Uruguay


Yine muazzam bir gunbatiminda ciktik yola.Herhalde yeryuzunde bu enfes olayi en iyi yasayabilecek yerlerinden biri olsa gerek Uruguay.Oyleki "Gun dogumlari ve Gun batimlari" olarak ozel bir album yapabilecek kadar cok resmim var buraya ait.

Santa Teresa, baskent Montevideo'dan 310 kilometre kuzeyde bir alan.Rocha sehrine bagli olan bir milli park.Artik benim icin ise yeryuzunde varligini bildigim "Atlantik Okyanusu" kiyisindaki bir cennet.

Park'in etrafinda dogru durust hicbir yerlesim alani yok.Ama ozellikle yaz mevsiminde onbinlerce insan (bunlara Brezilya ve Arjantin'den gelmis insanlarda dahil) buraya akin ediyorlar.Park'in bir cok noktasinda yer alan girislerden gecerken ne kadar kalacaginizi soyluyor ve buna gore ucret oduyorsunuz (sureyi asarsaniz cikista, astiginiz gun kadar tekrar odeme yapiyorsunuz).Bu odeme karsiliginda aldiginiz belge ile, giris cikis yapabiliyorsunuz.Bu arada biz 2 kisi, 6 gun icin 300 Uruguay Peso'su odedik (14-15 Amerikan Dolari).Parkin icinde dus alabileceginiz, tatli su ihtiyacinizi karsilayabileceginiz banyolar ve cesmeler mevcut.Her kamp alani ayri ayri belirtilmis.Tabelalar ve isaretlerle yonlendirme mevcut.Zaten giriste size ufak bir park haritasi veriyorlar."Santa Teresa" dendiginde buradaki insanlar direk kamp anilarini anlatiyor.Zaten her yani ormanla cevrili bir yerde yapilabilecek en guzel sey bu olsa gerek.Bu sebeple biz kamp yapmayi tercih ettik ama eger isterseniz parkin bir cok noktasinda kiralayabileceginiz tek odali veya daha luks imkanlara sahip olabileceginiz apart tipi mekanlarda mevcut.

Park'a gece vardik, kamp alanimiza gitmek icin ufak bir minubus kullandik.Zaten gun icindede park'in icindeki yollardan gecen araclar mevcut.Boylece park'in icinde bir cok noktaya ulasimda saglanmis oluyor.Kamp alanina vardigimizda bizden once gelmis olan arkadaslarimizin sahiplendigi alana cadirimizi kurduk.Bu islemden sonra ates basinda  bir sohbet gerceklestirip, gecenin ilerleyen saatlerinde uykuya cekildik.Ertesi gun ise diger arkadaslarimizinda istekleri ile katildigi bir ihtiyac listesi hazirlayip, daha kuzeyde kalan Chuy'e dogru yola ciktik.Oraya gidebilmeniz icin 20 dakika kadar yurumeniz  ve Chuy otobuslerinin gectigi anayola varmaniz gerekiyor.Buda parkin bir bolumunu gorme firsati demek.Ben bu firsati tabiki degerlendirdim.

 

Tum herkesin buraya gelipte mutlaka bir kere gittigi bir yer Chuy.Brezilya sinirindaki bu bolgenin yarisi Brezilya'da, yarisi Uruguay'da olacak sekilde uzunca bir caddeyle ikiye ayrilmis.Dolayisiyla bir sinir bolgesi oldugu icin bir cok seyi oldukca ucuza alabiliyorsunuz.Zaten cogu insanin buraya gelirken yanlarinda pek fazla birsey getirmeyip, ilk gun Chuy'e giderek ihtiyaclarini giderdiklerini soylemek istiyorum.Chuy'de bir cok memleket insanida gorduk.Buraya yerlesmisler ve tabiki tekstil urunleri satiyorlar.Yine sahipleri Filistinli olan ve Brezilya yemekleri satan bir lokantada yemek yedik.Bu bolge'de caddenin kuzeyi Brezilya, Guneyi Uruguay topraklari.Yani caddenin karsisina gectiginizde, Brezilya topraklarina adim atmis oluyorsunuz.Bir iki kilometre kadar iceride girebiliyorsunuz.Tabi daha fazlasi icin Brezilya Askerinin yolunuzu kesip pasaport ve guvenlik sorulari sorma ihtimali yuksek.Dikkat ! eger caddenin karsisinda herhangi bir problem yasarsaniz, yada basiniz belaya girerse sizinle Brezilya makamlari alakadar oluyorlarmis.

Bu ilginc durumun her iki ulkenin cikarina oldugu asikar.Zira buraya gelen insanlar elleri kollari dolu bir sekilde geri donuyorlar.Sonra aslinda bu durumun legal olmadigini soylediler bana.Anladigim kadariyla Chuy, Brezilya ve Uruguay savas halindeyken iki ulkeninde vazgecmedigi bir toprak parcasi.Yillar sonra ise bir kenarinda Uruguay'lilarin, bir kenarinda Brezilya'lilarin yasadigi bir bolge haline gelmis.Tekrar otubuse binip donus yolculuguna gectiginizde, bir kac yuz metre otede otubus durduruluyor ve sinir gorevlileri otobuste soyle bir goz gezdiriyorlar.Iste burada eger torba torba alisveris yaptiysaniz goze batiyorsunuz.Biz bacak altinda kamufle ederek yiyeceklerimizi ve 10 dolara aldigim bir sise Baileys'imizi kurtardik.Yakin arkadasim Carlos'a; Peki gorselerdi, ne olurdu? diye sordugumda cevabi kisa ve net oldu. Chau ! (Elveda).

Cok az bir para karsiliginda sahip oldugumuz ganimetlerimizi (ki kamp suresi boyunca yiyecek ve icecegimizi ) kurtarmis olmanin rahatligiyla geri donus yolculuguna basladik.Bu arada Santa Teresa'dan Chuy'e gitmek 30 Uruguay Pesosu ( 1.5 dolar kadar) Geri dondugumuzde ise, giderken dikkat kesilmedigim kale ilisti gozume."Fortaleza de Santa Teresa" dedikleri bu kale 1700'lerin sonunda kurulmus, manzarasi essiz guzellikte bir yapi.Parkin kuzey girisindeki yer alan bu kaleyi gun dogumunu izlemek icin kullanma fikrini ortaya attim, ama bu fikre sadik kalmadim.Eminim cok ozel anlar kacirdim.

Chuy'den donup kisa bir dinlenmeden sonra kendimizi plaj'a attik.Buralarin kendine has bir cok ozelligi var.En onemlisi bir okyanus kiyisindasiniz.Iste o yuzden surekli sert bir ruzgar esiyor.Bu sert ruzgarlarin kaldirdigi kumlar, bazen metrelerce oteye savrularak yesil'e karisiyor.Iste buda dogru noktalardan baktiginizda, cennet gibi bir vaha'yi andiriyor.

 

Yine burada zaman zaman 3-4 metreyi bulan dalgalarda sorf yapan insanlar goruyorsunuz.Ozellikle cok fazla sorfluk kumsal'i olmayan Arjantin'den bir cok sorf'cu buraya gelerek neredeyse tum yazlarini geciriyorlarmis.Yine ozellikle mevsiminde geldiginizde yunuslari, balinalari, hatta zararsiz bir tur olduklarini soyledikleri bir cinside dahil olmak uzere kopekbaliklarinida gormek mumkun.Bunun icin plajlarin yuksek noktalarina gozlem kuleleri kurmuslar.Ben heyecanla "Bu ne !?" diye ayaklandigimda, bana "Tonina" dedikleri (sanirim yunus ailesinden olan) buyukce bir balik gordum.Genelde uremek icin kullandiklari bir alanmis "Santa Teresa" plajlari.Resmini cektigim bu buyuk baligin hemen yanibasinda olan sorfculerden korkmayip yuzmesi dikkatimi cekti.Yine plaj'in nispeten daha issiz yerlerinde, mevsimine gore deniz kaplumbagalari uremek icin bolgeyi tercih ediyorlarmis.

 



 
Plaj'da biraz vakit gecirdikten sonra, Carlos'la birlikte gozetleme kulelerinden birine gitmek icin yurumeye basladik.Belki sansimiz yaver gider ve birseyler gorebiliriz diye.Oraya giderken cok ilginc kayaliklar gordum.Doganin ince birer is'i olan bu kayaliklar dalgalarin, ruzgarin ve yagmurun etkisiyle asinip o kadar guzel sekil almislardaki resimlememek olmazdi.


 

Bu arada biz asil amacimiz olan gozlem kulesini unutmus, bu kayalarin ne kadar surede olustuguna dair bir konusmaya dalmis durumdaydik.Bir yandan da yuruyusumuze devam ediyorduk.Bir ara ben, yuruyusumuzun bir bolumu uzerinde gecen bu kayalarin, deniz tarafindan nasil gorundugunu gormek istedim.Tabi sert dalgalar, yosunlu kayalar, midyeler ve cesitli deniz canlilari ilerlemize izin vermedigi icin, bundan kisa surede vazgectim.

 
 

Sonucta gozlem kulesine ulastik.10 dakika kadar bekledikten sonra birsey goremedigimiz icin vazgectik.Evet kisa bir sure ama zaten ben bu park'in her yerini gorebilmek icin hep sabirsiz davrandim.Netice'de fazla el degmemis bu park, doganin harika bir nimetiydi benim icin.
Ilerleyen gunlerde aniden bastiran ( normal olmayan ) yagmur ve firtinadan sonra cok cesitli canlilari gorme firsatim oldu.Bunlardan biri yol kenarinda gordugum bir hayvandi.Solucana benziyordu, ama yilani andiran bir yapisi vardi.Agzi olan bu canlinin deriside oldukca sert'ti.Toprak altinda yasayan kor bir surungen cinside olabilir.
 
Diger etkileyici canli ise kocaman bir guveydi.Yagmurdan islanmis ve yer yer zarar gormus sapsari kanatlari yuzunden ucamiyordu.Deniyordu ama biraz havalandiktan sonra tekrar yere dusuyordu.Kim bilir belki zarar vermeyecegimi anlamis olmaliki, yarim yamalak ucarak bir metre ilerime kadar gelip durdu.Bende yanina dogru hareketlendim.Bu sapsari doga harikasi canli, elime tuneyip uzunca bir sure orada kaldi.Bende kanatlarini gunes'e cevirerek aklim sira, daha kisa surede kurumasi icin ona yardimci oldum.Bu arada oldukca buyuktu.Bir sure sonra ise biraktigim kuru agac govdesinden ucup gitti.

 

Sadece guzel plajlarin oldugu bir yer degil Santa Teresa.Bazilarini gorme sansina eristigim cok cesitli canlilarada ev sahipligi yapiyordu.Bunlardan bir digeri ilginc bir keci cinsiydi.Hani su korktuklarinda tas kesilip yere dusen komik hayvanlar.Yine bazi hayvanlari gorebileceginiz bir hayvanat bahceside mevcut park'in icinde.Tabiki ucretsiz.(Zaten yemek ve icmek disinda hic bir ekstra harcamaniz yok).Tabi ben parkin her noktasini gormek istedigim icin, burayada gitmek istedim.Esim,dostlarimiz Carla ve San Tiago bir diger gun bu plan dogrultusunda yola koyulduk.Bulundugumuz noktadan yarim saatlik bir yuruyusle oraya vardik.Tabi yine harika bir manzara'ya gozum takildi.Resimledim ve tadini cikardim.

Hayvanat bahcesinin hemen yanibasinda At'larin, Lama'larin oldugu alanlar vardi.Inanin tek kelimeyle mukemmel.Oldukca genis olan bu alanlarda At'lar ve Lama'lar yasam alanlari Uruguay'a ozgu Sahin'lerle ve parkin her yanindaki agaclara yuva yapmis yesil papaganlarla paylasiyorlardi.(Transfer edilisi sirasinda kirilan kafeslerinden kacip, Istanbul'un cesitli yerlerinde hala yasamakta olan yesil papaganlar.)Yine hayvanat bahcesinin sicak kanli cift'inide unutmayalim.




 
Parkin icindeki bir diger ziyaret edilmesi gereken yer botanik severleri cilgina cevirebilecek bir alan.Sadece bu cografyada gorebileceginiz cok cesitli bitkilerin oldugu bu bahce cok etkileyiciydi.Bunun icin ayri bir bolum yapma dusuncesinde oldugum icin, sadece bahcede resimledigim Nilufer ciceklerini ve bu bitkilere simgesel su verme islemini gerceklestiren "Su Veren Kadin" heykelini paylasiyorum.


Yine botanik gezimizi yaparken hemen yanibasinda olan "Kus Gozlem Alani" da gezdik.Burada kuslari rahatsiz etmeyecek bir sekilde dizayn edilmis, ozel bir oda'da gozlem yapabiliyorsunuz.Bu alanin, kus gozleme firsatinin yani sira ufak goletiyle harika bir manzaraya sahip oldugunu soylemek isterim.



Kisacasi "Santa Teresa" yeryuzunde gorebileceginiz en cennet koselerden biri.Kuzey yarim kure kis mevsimini yasarken buralara gelip, hem okyanus ve plajlarin tadini cikarabilir, hemde bu essiz guzellikleri gorebilirsiniz.Ustelik Google'da yaptigim kisa bir arastirmada Turkiye'dende buraya turlar oldugunu gordum.Dusunenlerin bir bakmasinda fayda var.Gezinin son gununu gecirdigimiz "Punta del Diablo" kasabasinda yasadiklarimizibir sonraki yazimda paylasacagim.